27 Ağustos 2016 Cumartesi

ALMANYA - NÜRNBERG




Bavyera'nın 2. büyük kenti, 500 000 nüfuslu Nürnberg, biz gezentilerin, Prag yolu üzerindeki ilk durağı. 2. Dünya Savaşı sırasında İngiliz ve Amerikan ordularının hava saldırısı sonucunda yüzde doksanı 1 saat içinde yerle bir edilen ama orjinaline uygun olarak yeniden yapılan bir şehir burası. 










Bir gün ayırabildiğimiz bu ortaçağ kentinde ilk ziyaret ettiğimiz yer OYUNCAK MÜZESİ. Tarih 24 Nisan ama, kar yağıyor. Kendimizi oyuncak müzesine atıyoruz. Nürnberg'de her yıl düzenlenen uluslararası oyuncak fuarı dünyanın en büyüğü ama müze için aynısını söyleyemeyeceğim. Tabii ki söz konusu oyuncak olunca pek çok sevimli ayrıntı var ama yeterli bilgi ve hikaye yok. Sunay Akın'ın müzesini tek geçerim.















Kapanmak üzereyken müzeden ayrılıp eski şehirin duvarlarının hemen dibindeki otelimiz Hotel Am Jakopsmarkt'a gidiyoruz. Dışı orjinal, içi yenilenmiş çok sevimli bir bina. Ertesi gün bir alt sokağında genelevler olduğunu, vitrinde edepli bir biçimde ama iç çamaşırlarıyla oturan ablalardan anlıyoruz ve şok geçiriyoruz. Ama bu otelde kalmaya bir engel değil bu ayrıntı. Akşam yemeğini, burada yaşayan  arkadaşlarımızla buluşup bir Türk kebapçısında yiyoruz. Adını anmaya değmeyen, "taş yerinde ağırdır" dedirten cinsten yemekleri olan bir yer. Tüm Avrupa şehirlerinde olduğu gibi burada da hava kararınca sokaklarda kimsecikler kalmıyor; Almancı Türk gençlerinden başka...
Sabah yine karlı bir havaya uyanıp, otelimizde açık büfe kahvaltı ediyoruz. Açık büfe olması önemli çünkü o zaman kahvaltıda peynir var demek:)) Önce yürüme mesafesindeki şehir merkezi var aklımızda. 


İlk karşımıza çıkan, bir aşk şiirinden esinlenerek yapılmış, evliliğin 6 evresini anlatan çarpıcı heykel.





Şehrin içinden Pegnitz nehri akıyor ve nehri görür görmez ilk dikkatimizi çeken, bloglarda da methini duyduğumuz en fotojenik hastane,Heilig-Geist-Spital.
1330'lu yıllarda yaşlı ve yoksullar için yaptırılmış hastane, 1500 yılına dek Roma İmparatorluğunda yapılmış en büyük şahsa ait bağış olarak kabul ediliyor.















Yürüyüşümüz bizi eski şehir merkezi Hauptmarkt'a götürdü. Tezgahlarda çiçekler, sebze-meyveler ve lebkuhenler var:) Lebkuhen baharatlı bir kurabiye ve Nürnberg tescilli.




Hava inanılmaz soğuk,meydan çok hoşumuza gitti ama kendimizi bir kafeye atıyoruz. Hayatımda içtiğim en güzel domates çorbasını (bana öyle gelmiş de olabilir) orada içiyorum. Kreması yanında ve çok güzel bir parça ekşi mayalı ekmekle servis ediliyor.

Sırada her tür elişinin satıldığı Handwerkerhof var. Eski duvarlarla çevrili birbirinden sevimli dükkanların olduğu bir yer. Tam kurcalamalık:)




                                    
 Nürnbergdeki son durağımız Nazi Parti Merkezi. Hitler'in görkemli Nürnberg mitinglerini düzenlediği 11 kilometrekarelik bir alana kurulu parti merkezi. Hitler'in felsefesi, tüyler ürperten etki gücü ve yaptığı akıl almaz eziyetlerin, çeşitli görsel malzemeyle anlatıldığı bir bilgi merkezi burası. Çıkışta anı defterine Atamızın güzel deyişini yazıyorum gururla. "Peace at home, peace in the world" 
Hitler'in en sevdiği ve zafere ulaşsaydı Almanya'nın başkenti olmasını planladığı Nürnberg, başkent olmak yerine savaş suçlularının yargılandığı mahkemelere ev sahipliği yapmış. Oldukça ironik. 




Hitler'in 1925-1926 yılları arası yazarak, yaşam öyküsü ve politik ideallerini anlattığı Kavgam adlı kitabının orjinal kopyası. Nazi partisinin iktidarda olduğu dönemde yeni evlenen her çifte verildiği ilginç bir detay...
Hitler döneminde  trenlerle toplama kamplarına yani ölüme yollanan insanları temsil etmek üzere, bir camekanın gerisine yerleştirilmiş raylar ve tren rayları üzerine bırakılmış isim kartları, Almanya Demiryolları şirketinin bir özrü sanki.

Biz buradan Çekoslavakya'ya doğru yola çıkıyoruz... Bir sonraki blog yazısında görüşmek üzere...

İSVİÇRE

Yine bir Avrupa ülkesi ama işin içinde dağlar, göller, peynir ve çikolata var dedik ve çıktık yola. Bugün İsviçre olarak bilinen Helvetia&...